YSK'nın, yapılan itirazlar üzerine 31Mart İstanbul seçimlerinin yenilenmesikararı CHP'nin adayı Ekremİmamoğlu'nun büyük bir farkla seçimi kazanmasındaen önemli etken oldu.
AK Partili seçmen, yargının müdahil olduğuböyle bir seçim zaferini gönül rahatlığıylaiçine sindiremeyeceği için sandıkbaşına gitmedi.
"Ne fark eder ha 13 bin ha 800 bin" demeyin. Bence Başkanın bugün ağzımızı açık bırakan fütursuzluklarının gazı, işte kendisine altıntepsi içinde sunulan bu ezici farktan kaynaklanıyor.
Çünkü bu farkı, 31 Mart sonrasını söylemini sertleşmesine, yaptıklarını söylediklerini büyük bir rahatlıkla inkâr etmesine yani gündemi trollemesine rağmen hanesine yazdığının farkında.
***
Başka türlü olsa;
Mazbatasını beklerken "Bu şehrin kaybedecek bir günü bile yok" diyerek sabırsızlığını ve heyecanını ortaya koyan biri, iş başına geleli 3 ay olduğu halde İstanbul'da Falcao'dandaha az vakit geçirir miydi?
Herkesi kucaklayacağını vadedip mührü eline alınca yüzlerce emekçiyi (ödüllü işçiler de dahil) sırf rakip partiye yakınlar diye SMSmesajıyla kapının önüne koyabilir miydi?
CHP'li yurtseverlerin gözlerinin içine bakarak, İstanbulluların oyunu, oğullarını PKK'nın elinden almak için Kürt annelerin kapısında eylem yaptığı HDP'libelediyelere destek olarak sunmaya kalkabilir miydi?
Zam yapmak şöyle dursun, sütü bile bedava dağıtacağını vadettikten hemen sonra ulaşıma, İSPARK'a, okul servisine, damacana suyuna vs. kendi ifadesiyle "fiyat düzenlemesi" yapabilir miydi?
Liyakat, hizmet aşkı deyip, en büyük icraatı gezi eylemlerinde, işgal kuvvetleri sözcüsü gibi, eline verilen kâğıttan "3. Köprüyü, 3. Havalimanı inşaatını hemendurdurun" notasını okumak olan bir adamı,İBB'ye "Daire Başkanı" atayabilir miydi? Bukafa yapısındaki yöneticilerin İstanbul'da taşüstüne taş koymasını bekliyor olamaz değil mi?
***
Dün de Yeni Kapı Meydanı'nda "İBB'dekilüks makam araçlarını sergiliyoruz" diyerekzabıtaların kullandığı kamyonetleri, üzerinde"hizmet aracı yazan" Renault CLIO marka otomobilleri,ekmek taşıma kamyonlarını yan yanadizdirmişti başkan.
Çok geçmeden, 16 milyon insana hizmet veren dev bir belediye "az bile diyebileceğimiz" bu konvoyu kendisinin de yetersiz bulduğuortaya çıktı. İETT'nin sayfasında, İmamoğlu sadece 3 gün önce belediyeye 175 adet hizmetaracı kiralamak için ihale açtığı yazıyordu!
Siyasi ahlakı falan geçtik ama şimdi bu şovun mantıkla izahı mümkün mü?
"Dün bir bugün iki, yandaşlar Ekrem Başkanıma çok yükleniyorlar" diye çırpınan magazin yazarlarına bakmayın siz...
İmamoğlu'na oy vermese de aklı başında herkes İstanbul'un 25 yıldır yöneten partiden muhalefet geçmesini demokrasi içinbir kazanım olarak gördü. Tazekanın şehre iyi gelebileceği umudunu yıpratmamaya özen gösterdi. Hatta benim gibi, bu değişimin, muhalefete iktidarolabilme umudu, iktidara da reform cesaretivereceği için siyaseti rasyonelleşeceğini söyleyenler de oldu.
Yani, gerek seçim öncesi gerekse koltuğa oturduğunda İmamoğlu'nun kredi sıkıntısı hiç olmadı.
Ama açılan her kredinin bir sınırı var. İstanbul da, ana muhalefet liderliğine sıçramakiçin vakit geçirilecek bir uğrak yerihiç değil.
İmamoğlu kendisine dev aynası tutanlardan başka yerlere de bakmalı. Zorlanıyorsa, 23 Haziran'da seçmenin sergilediği hakkaniyetini hatırlamalı.
Lincon'ün dediği gibi, "Bazılarını her zaman, herkesi de bazen kandırabilirsiniz, ancak herkesi her zaman kandıramazsınız."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.