Kurbanın kadın olduğucinayetler üzerindensüren tartışmada havandasu dövemeye kararlı görünüyoruz.
Resmi yetkililerden, kanaat önderlerinden gelen açıklamalar yıllardır dinlediğimiz ve sorunun çözümüne katkı yapamadığını istatistiklerden açıkça gördüğümüz klişelerintekrarındanibaret.
Gelin görün ki "bu başarısızlığımıza" rağmen, alternatif çözüm önerilerini duymaya da kimsenin cesareti yok.
Kimi profesyoneller de elbette zihinselkonforlarını bozmak istemiyor.
Örneğin, Çarşamba günü de bu köşede tartışmaya açtığım ve sosyal medyada yoğun ilgi gören "Erkeklerin erkekliklerindenötürü kadınları öldürdüğü" kabulü...
Bu dar cinsiyetçi yaklaşım "Kadınların, kadın olduklarıiçin erkekler tarafındanöldürüldüğü" önermesini doğuyor.
Cinayetle sonuçlananlar da dahil, şiddet girişimlerindecinsiyetten daha baskınetkenlerin olduğunu dile getirmekse garip şekilde "marjinellikle" yaftalanıyor. Suskunluk sarmalına itiraz edip, bunu söylemeye cüret edene verilen cevap da hep aynı:
"Ama şiddet vakalarınınfailleri çoğunlukla erkekler!"
***
Bu verinin, mağduru kadın, erkek, çocuk, yaşlı, engelli ya da hayvan olan şiddet sorunsalımızın çözümünde, koca koca insanlar tarafından, ilk sırada tartışılmasını anlamak mümkün değil.
Zira erkeğin, erkek olduğu için öldürdüğünü söylemek, şiddet eğiliminin bu cinsindoğasında olduğunu kabul etmektir.
Bu durumda erkek cinsinden beklenen tam olarak nedir? "Doğasını" değiştirmesimi?
Bu talebin, aslanlardan,ceylanlara saldırmamalarıistemekten bir farkı var mı?
Tersinden düşünün. Ya cinayet vakalarında erkekler, "Erkek olduğum içinöldürdüm. Ne yapayımdoğamızda var SayınHakim" diye savunma yapmaya başlarlarsa ne yapacağız?
Ağızlarından çıkanı kulakları gerçekten de duyuyor mu acaba?
Şiddet sorunsalının nedenlerine odaklanıp çözmeye mi çalışıyoruz?
Yoksa farkında olmadan katillere gerekçe bulmaya mı çırpınıyoruz?
***
Kaldı ki;
Eğer şiddetin nedenleri bu özcü (essentialist) yaklaşımla tanımlanabiliyorsa... "Erkekterörü" başlıklarıpeynir ekmek gibitüketilebiliyorsa....
İş geçen gece yedi kadının katıldığı bir TV programında şahit olduğumuz gibi, "Her türlümusibeti başımıza getirenerkeklerdir" türünden nefret söylemlerine kadar vardırılabiliyorsa...
Söyler misiniz, kadınlar hakkındaki özcü yaklaşımlara nasıl itiraz edeceğiz biz?
Mesela, "kadınlar kadınoldukları için araba kullanamıyorlar"denildiğinde nasıltepki veriyoruz?
Her şeyi geçtim, yedi erkek bir programda oturup saatlerce kadınları aşağılasalar, "hertürlü musibeti başımızagetiren kadınlardır" deseler ne yaparız?
Erkek doğduk diye bu kadarı da reva mı?
Biliyorum, tepki almamak ya da hazır kalıplara teslimolmanın rahatlığı dururken zor olanı tavsiye ediyorum.
Ama bu komik düzlemden sıyrılıp şiddetin gerçek nedenlerine odaklanmaya cesaret etmeliyiz.
Yasalarımızda ve toplumsal ilişkilerimizde, medyada en temel hakkımız olan bedenselmülkiyete ne kadar önem verildiğini sorgulamalıyız... Twitter'dan küfür edeniiçeri atarken, yumrukatanı tutuksuz yargılanmaküzere serbest bırakanadalet sistemimizi mercek altınaalmalıyız...
Emine Bulut'u öldüren katilin, trafikte tartıştığı bir erkeğin de, camını kıran bir çocuğun da, sırada yavaş ilerleyen bir engellinin de, bir hayvanın da boğazını kesmekte tereddütetmeyeceğini anlamak bu kadar zor olmamalı.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.