Son yerel seçimlerin ardındanoluşan siyasi atmosfer ve aktörlerinbu sürece nasıl uyum sağlayacaklarıüzere epeydir kafa yoruyorum.
Gözlemlerime göre, dezenformasyondan ve kör dövüşünden algıları bozulan kamuoyu, siyasetten medyaya, iş dünyasından futbola kadar pek çok alanda rasyonelleşme talep ediyor.
Kimi dostlarım bu konuyla ilgili yazılarımda fazlaiyimser olduğumu düşünüyorlar.
Geçen gün onlardan birine Sözcü gazetesinin son dönemdeki manşetlerinden bazılarını gönderdim.
15 Temmuz'un ardından: "Milletçekenetlendik""Demokrasişöleni"S 400'ler geldiğinde: "Tehditlere boyun eğmedik"Barış koridoru hakkında:
"Gücümüzü kimse test etmesin" Kaz Dağları protestocularına: "Lanet olsun sizin çevreciliğinize"
***
Düne kadar "aka kara karayaak" dediği haberiyle, vesayet odaklarınaverdikleri destekle kendi okurlarındanbile "bu kadar da olmaz" eleştirisialan Sözcü, elbette köşe yazılarıylafalan nefret müptelası yaptığı kitlesinihepten aç bırakmıyor.
Ancak hiç olmazsa haber dilindendikenleri ayıklama gayreti göstermeleribile çevredeki radikallerin arasında,ortak aklı temsil eden çoğunluğuntalebini gördüklerinin işareti.
Çatışmayı körükleyen tekil örneklere ya da kimin takiyeci kimin samimiolduğu tartışmalarınaysa hiç girmeyeceğim.
Çünkü ağız dalaşından başka bir anlamı yok, faydasız.
***
Kaldı ki kamuoyunun elindeki hakkaniyetterazisi çok hassas.
Siyasi mücadelenin sertleşmesi, terör ve darbe gibi bel altı yöntemlerin devreye girmesiyle teferruat seviyesineindirgenen mantık, artık alınan tavırlarda önemli bir kriter.
Sözünü ettiğim siyaseten doğruculukkalıplarına daha fazla teslim olacağımızbir dönem değil.
Tam aksine, gerçekliğin bahanelerive kabulleri açıkta bıraktığı bir dönemedoğru yürüyoruz.
Örneğin Kandil'le organik bağını inkar etmeyen vekiller Meclis'te gerinirken, onların hazırladığı bir metne imza atan akademisyenlere AYM kararınarağmen terörist muamelesiçekilmesini düşünün...
Bu olaya ulaştığımız demokrasimiz seviyesinde kim bahane bulabilir?
Ya da akademisyenlerin aklı başında insanlar olduğu kabulünde artık hangimiz eskisi kadar ısrarcı olabiliriz?
Birazcık samimiyet hepimize iyi gelecek.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.