Dün Cumhuriyet gazetesi "Gazetecilere büyük fişleme" manşetiyle çıktı.
Gazete haberinde, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) isimli kuruluşun Türkiye'deki yabancıbasın kuruluşlarıyla ilgili hazırladığı bir raporu konu etmişti.
Raporun tartışılan bölümlerini kaba hatlarıyla inceledim.
İçinde Alman, Fransız, Suudi, Rus ve ABD sermayesiyle finanse edilen kimi internet sitelerinin politik tutumlarınadair tespitler var.
Ayrıca bu kuruluşlarda çalışan gazetecilerle ilgili tamamen açık kaynaklaradayanan biyografiler.
Şu gazetede çalıştı, öne çıkan, tartışılan haberleri, tespitleri şunlardı vs.
***
Sosyal medyada raporla ilgili başlayan tartışmanın ardından SETA'dan yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verilmişti:
"Uluslararası medya kuruluşlarının Türkiye'deki faaliyetleri uzun süredir kamuoyunda tartışılıyordu. Tartışmaların odak noktası bu kuruluşların tek sesli bir yayın çizgisine sahip olduklarıydı. Buna karşın uluslararası medya kuruluşları ise çok sesli ve objektif bir yayıncılık yaptıklarını öne sürüyordu.
SETA olarak retorik düzeyde ilerleyenbu tartışmaya somut bir katkıdabulunmak istedik. Rapor bu çabanınbir ürünü. Bu raporda uluslararasımedya kuruluşlarının kritik olaylarıhaberleştirirken ürettikleri siyasipozisyonlar incelendi. İlave olarak bukuruluşlarda çalışan gazetecilerin sosyalağ analizi yapıldı.
Çalışma tamamen açık kaynaklardayer alan verilerle yapılmıştır.
Herkesin ulaşabileceği haberler ve sosyal medya paylaşımlarını içermektedir.
Özellikle muhalif gazetecilere odaklanan bir çalışma değildir. Gazetecilerinsiyasi pozisyonu olması da bunlarıntespiti de meşrudur. Bu kuruluşların bazılarının Türkiye ofisinde çalışanlarının belirgin siyasi pozisyonlarınınolması çalışmamızın değil adı geçen kuruluşların tercihidir."
***
Tüm dünyanın konu ettiği, tartıştığı, üzerinde STK'ların ve düşünce kuruluşlarının raporlar hazırladığı yabancı medya sermayesininhareketliliği önemli bir mevzu. Hatta ABD, Rusya, Almanya, Fransa ve Çin gibi pek çok egemen ülkede mevzu "ulusal güvenlik" çerçevesinde tartışılıyor.
Konunun, bazı yabancı basın kuruluşlarının seçimler öncesi temel gazetecilik reflekslerini ve ticari kaygılarını bir kenara koyarak "güç birliğine" soyunduğu, siyasipartiler gibi ortak "platform" oluşturduğu Türkiye'de gündem olması da normal.
Söz konusu raporla ilgili SETA'ya yapacağım tek eleştiri ise gazetecilerin siyasi pozisyonlara dair analizlerinde, "şu şunu retweet ediyor" türünden örneklere başvurmaları. Zira bu değersiz örnekler raporun ciddiyetine zararvermiş.
Raporu "Tarihe geçecek kara birleke" türünden manşetlerle karşılayanve ne zaman "Soykırım" diyeceklerinimerak ettiğimiz BBC Türkçe ve türevlerinetavsiyem de dönüp aynaya, arşivlerinebakmalarını...
Mesela 14 Ekim 2015 tarihliCumhuriyet gazetesine. Bugün tartıştıklarıkategorizasyonları çok çok aşan,SETA'nın raporundakiyle kıyaslanmayacaksığlıkta, trol kaynaklı şemalar ve listelerhemen önlerine düşecektir.
Ne diyeyim...
O zaman da hallerine, yaptıklarına, söylediklerine gülüyordum, şimdi de.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.