24 Haziran'daki tercihimde ekonomikbeklentilerim, daha fazla demokrasi ve reform talebim de belirleyici olacak.
Ancak, her yurtseverseçmen gibibenim önceliğimde daha köklü birproblem olan varoluşsorunumuzlailgili.
Çünkü terörle terbiye edilmiş, sömürgeleştirilmiş, işgale uğramış bir ülkede bu sorunların hiçbirinin çözülemeyeceğini biliyorum.
Bu yüzden de sandık başına giderken kafamdaki asılsorular da belli...
2019 savunma (yani saldırı) bütçesi 800 milyardolar olan ABD'nin, sınırlarımızda operasyonlarına nasıl direnilecek... Dünya üzerindeki tüm devletlerin toplamaskeri harcamalarına denk bir parayı, saldırıya harcayan bu dev emperyaliste karşı güvenliğimiz nasıl sağlanacak?
Üstelik bu potansiyel falan değil apaçık, sahaya inmişbir tehdit. Baksanıza, alanda, Suriye'de, Irak'ta ABD askeri komutasında hareket eden PKK'nın bölgede onbinlerle ifade edilen silahlı adamından bahsediliyor...
***
Eğer sizin de kaygınızbunlarsa buyurun cevabı dasiz verin...
Asker, içimizde, yanı başımızda binlerce teröristiyle saldırmak için hazır bekleyen ABD ordusu PKK'ya operasyona giriştiğinde "moralibozulan" adaylarla bu iş olur mu? Karayılan bile Kandil'den "erkekseniz gelin" diye naralar atarken "Kandil'e niye operasyon yapıyoruz ki ya" diye söylenen siyasetçiler varken kendinizi güvende hissedebiliyor musunuz?
Yasal kanatları HDP için oy isteyen ABD uşağı PKK yöneticileri ara verince, "Demirtaş'a özgürlük" ya da "Bir oy İnce'yebir oy HDP'ye" diye söylenenler... Bu kritik coğrafyada böylesine bir atmosferde Türkiye'yi koruyabilirler mi, yönetebilirler mi?
***
Çerçevesini çizmeye çalıştığım perspektif arkaik bir antiemperyalist söylem ya da kuru milliyetçilik değil... Bu ülkeye vatandaşlık bağıyla "ortak olan" aklı başında herkesin önce kendisiiçin kafa yorması gereken somut bir "hesaptan" bahsediyorum.
Ve şükür, bu ülkenin hâlâ işgal edilememiş olmasından da anlaşılacağı üzere yaygın bir muhakeme bu...
Tartışma, Vatan PartisiCumhurbaşkanı adayı DoğuPerinçek'in birkaç gazeteciyetarihi "MahkemeLokantası"nda verdiğiyemekte de masaya yatırıldı. İktidarla arasındaki mesafe sır olmayan Perinçek'in, bir meslektaşımızın "Peki ErdoğanABD'nin güdümüne girerse..." şeklindeki sorusuna verdiği şu yanıt, sanırım tahminimin doğru olduğunun bir göstergesi:
"Bu asla olmaz. ÇünküErdoğan'ı halk yönetiyor!"
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.