Ticaret Bakanımız Ruhsar Pekcan'ın ev sahipliğinde, ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross'un Türkiye ziyareti pek çok açıdan kritik önemde.
Öncelikle, 1940'lı yılların sonlarından bu yana, Türkiye-ABD ilişkilerinin ağırlıklı olarak 'güvenlik' perspektifinden yürüyor olması, iki ülke arasındaki ilişkilerin sağlığı açısından kritik sorunlara sebep olmaktaydı. Rahmetli Özal, iki ülke arasındaki ilişkilere 'ticaret' perspektifi kazandırmak için çaba sarf etmiş olsa da, ilk kez Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Trump'ın ortaya koydukları liderlik ve kararlılıkla '100 milyar dolar ticarethacmi' hedefine dayalı somut adımlar atılıyor.
Bakan Ross'un TİM Başkanı İsmail Gülle ve ihracatçı sektörlerimizin birlik başkanları ve önde gelen ihracatçı şirket ve firmalarımızla geçtiğimiz hafta sonu gerçekleştirdiği temaslar, Türkiye'nin küresel ticaretimkan ve kabiliyetlerinin ABD cephesindeki muhataplar görülmesi açısından kritik önemdeydi.
ABD, dünyanın en büyük pazarı konumunda ve 2,5 trilyon dolarlık ithalat gerçekleştiriyor. ABD'ye son dönemde daha yoğun bir tempoyla ihracat gerçekleştiren Çin ve Asya ekonomilerinin stratejileri incelendiğinde, dağınıkbir ihracatçı ağı üzerinden ticaretyerine, ölçek ekonomisine dayalı olarak, hayli yüksek miktarda ihracat yapabilmekabiliyeti olan şirketler üzerinden ticaret ağı kurulmasına ağırlık verildiği görülüyor.
Bunun yanı sıra, Asya ülkelerinin ABD'nin farklı bölgelerine ihraç ürünlerini daha seri ulaştırabilmek adına, büyük lojistik merkezleri oluşturdukları da gözlemlenmekte.
Bu durum, bir süredir satış-pazarlamaalanında önemli bir konu başlığı olan 'mavi okyanus-kırmızıokyanus' konusunu öne çıkarıyor. Ülke ekonomisinde ve/veya dünya ticaretinde birbiriyle kıyasıya rekabet eden binlerce şirket, firma yer almakta. Söz konusu firmalar, birbirindenmüşteri çalacak şekilde bir pazarlama-satış stratejisi, sürekli fiyat kırarak pazarda kalma mücadelesi ortaya koyduklarında, okyanusta köpek balıklarının sürekli birbirlerine saldırmalarından dolayı okyanusun'kırmızı'ya dönüşmesine benzer bir ortam oluşuyor.
Oysa, küresel ticarette iddialı olabilmek için, aynı sektördeki firma ve şirketlerin, rekabet etseler de, 'birlikte hareket etme' kültürü oluşturup, birbirlerine zararverecek ölçüde 'fiyat kırma' yarışına girmek yerine, aynı ülkeden dünyaya yapılan satışta, gerek ölçek ekonomisi, gerekse de ihracattan elde edilen kg başına katma değeri güçlü kılmak için sinerji oluşturmaları gerekmekte.
Buna da 'mavi okyanus' stratejisi diyoruz. ABD ile '100 milyardolar pazar' hedefine dayalı ticaret müzakereleri, ihracatçılarımızın bu pazar için 'kırmızıokyanus' taktikleri yerine, birlikte hareket etme kültürüne dayalı 'mavi okyanus' stratejisi ile çok daha güçlü sonuçlar elde edeceklerine işaret ediyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.