Diyorlar ki, insan yaş aldıkça değil, yaşamadıkça yaşlanırmış... Aslında her yaşta
"genç" olunabilirmiş; mesela "Goethe en büyük eseri Faust'u ölümünden bir yıl önce, yani 82 yaşında bitirmiş"miş... Böyle söylüyorlar. Söyleyenler de gelenekçi kesimden psikoterapistler, yaşam koçları falan...
Bu nasıl bir modernite bağımlılığıdır! Bu nasıl bir popüler kültür hapishanesidir! Malum gelenek yaşlılığı olumlardı, modern hayat ise ölüm korkusunu gençlik övgüsüyle bastırmaya çalışıyor... Anlatamıyorum ki,
Goethe o eserini ancak hakikaten yaşlandığı için yazabildi. Faust, hakiki bir görmüş geçirmişliğin ürünüdür... Ben böyle söyleyince de ne oluyor? İnsanlara "umutsuzluk" aşılamakla, kendilerini "iyi hissetmesi"ne engel koymakla suçlanıyorum. Vah ki vah!
***
"
Forever Young" (Ebediyen genç) kültürünün eğretiliğini en yakından bilip görmesi gerekenler, göremiyor veya görmek istemiyorlarsa, durum vahim demektir. "
Nişantaşı kişisel gelişimi"ni Fatih'e taşıma- ya çalışmanın kimseye faydası yok!
***
Wilhelm Schmidt'ten ilham alarak söyleyeyim; kendin ve başkaları için çiçek açmak demek, aynı zamanda
solmayı da göze alabilmeyi gerektirir. (Korkacak bir şey yok; nahoşlukları kadar hoşlukları da var!)
***
Harem-Üsküdar arasını sahil yolundan her geçişimde ilk kez geçiyormuş
gibi oluyorum. Bazı
manzaralar aynı anda hem
tanıdık, hem de yenidir.
Zaman önce durur, sonra
genişler sanki. Bir şimşek
çakımı kadar kısa bir an sürer bu his
ama eşsizdir.
***
Manzara dedim ya, ninemi hatırladım ve ilkokul çağımı...
Okuldan gelince onu evden
alır, buruşuk ve güzel ellerinden tutar,
Mühürdar'a götürürdüm. Kadıköy
İskelesi ile Moda arasındaki yokuşa...
Şimdi arkasından tramvayın
geçtiği geniş kaldırımdaki banklardan
birine oturur, karşıda uzanan
Sarayburnu'na, Selatin camilerin muhteşem siluetlerine, Haliç'in girişindeki deniz trafiğine ve Galata Kulesi'nin arkasında yükselen Pera'ya bakardık.
Bunu sık sık tekrarlardık. Sadece ikimizin
katıldığı eşsiz ve çok derin bir ayindi.
Manzaraları hafife almayın, bazen
kişiliğimizin yapıtaşlarından biri olup
çıkarlar.
***
Anadolu Hisarı'nda güleryüzlü ve huzurlu bir kafe:
Milada. Meraklısı için özel not: Kahveleri enfes.