Kedileri yol tutar. Araba hareket etmeye görsün, hemen mızıldanmaya başlar, ne yapacaklarını şaşırırlar. Önceleri bu hallerini biraz yol gidince neye odaklanacağını bilemeyip midesi bulanmaya başlayan hiperaktifçocuklara benzetiyordum... Sonra kedilerin bu huzursuzluğunda adını koyamadığım başka şeyler bulmaya başladım. Derken DorisLessing'i okudum vezihnim açıldı. "Trafiğibir kedi aracılığıylagörmek, arabayaher binişimizde nelere kulaktıkadığımız konusunda çoköğretici bir tecrübedir" diyorduLessing ve şöyle devam ediyordu: "Dehşetli gürültü patırtıyı; sarsıntı, gümbürtü, gıcırtıyı fark etmiyoruz. Fark etseydik, kediler gibi biz de aklımızı kaçırırdık." Bana sorarsanız, bir nokta daha var: Kediler bize "bu kadarharekete ne gerek var, dahaoturduğumuz yerin değerinibilemedik" de diyorlar.
***
Eski bir yazımda karşılaştım. Cunda kıyısında oturup teknelerin isimlerini tek tek saymışım. Eski zaman. On yıl kadar öncesi: Adalı,Macera, Ayışığı,Karakartal, Sarıgül,Sevil, vd. Öylece saatler boyu oturur, bakar, bakar, bakardım... Şimdi nerelere bakıyorum acaba? Cevap malum. Belki tatsız ama kaçınılmaz olanın ta kendisi. Sosyal medyaya bakıyorum. Ona "bakmak" denirse...
***
Gündüzler gevezedir. Fakat anlattıklarını anlamak için geceye muhtacız.
***
Belki fark etmişsinizdir, İstanbul'da humus modası patlak verdi. Bu gelişmeye damak tadında "yeni oryantalizm" denebilir mi, bilmem. Benim tercihim Kuzguncuk'taki mola noktam Pulat Çiftliği'nin menüsündeki kıymalı humus. Tabii üzerine bol limon sıkarak...
***
Trabzon (cennet) hurmasını manav tezgâhında görünce "çürük domatese benziyor" diyenler var, biliyorum ama dalında pek güzel. Geçenlerde Yalova'daki LimakTermal'in bahçesinde karşımaçıktılar. Otelin bahçesindekiher ağacın altına küçük birtabelada adını ve türünü yazmışolmasını da alkışlıyorum. Ortam nasıl mı? Bir ara kendimi geçen yüzyılın hemen başlarında Karlovy Vary kaplıcalarında dinlenmeye çekilmiş Osmanlımuharriri gibi hissettim.
***
Pencere... Alçakgönüllü, sevimli, üst seviyede nitelikli ironiyi haiz bir piyes. OyunAtölyesi'nde sahneleniyor. Haluk Bilginer her zamanki gibi... Sahneye çıktığı an alıp götürüyor. Fakat Esra BezenBilgin'in oyuna kattığı "hakikilik" duygusunun da altını çizmeliyim.
Meraklısına tavsiyemdir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.