Bu memlekette Tansu Çiller'e sırf "kadın olduğu için" oy veren kadınlar vardı. Sonra da, geleneksel "ellerimkırılsaydı da" muhabbeti...
Kemal Kılıçdaroğlu'na da sırf erkek olduğu için oy verecek haşin erkekler var mıdır? Aman bir yerlerini kırmasınlar.
Şimdi de merhume Türkan Akyol sırf "ilk kadın bakan" olduğu için göklere çıkarıldı. "Cumhuriyetçocuğu, Atatürkkızı, çok büyük birkayıp" falan denildi...
Ölçü kaçınca ve Türkan Hanım'ın vefatı bile "iktidaravurma vesilesi" olarak algılanınca, gayretkeşlik de zavallılık da tavan yapıyor.
Bakın başlıkta ne demiş emekli memur gazetesi:
"Mücadeleyle geçen bir ömür."
Okuyalım bakalım nasıl geçmiş o ömür: "12 Eylül 1928'de İstanbul'da doğanAkyol, 1953'te Ankara ÜniversitesiTıp Fakültesi'ni bitirdi. 1956'da göğüshastalıkları uzmanı olan Akyol, 1959-1962'de ABD'de Albert Einstein TıpFakültesi'nde eğitimini sürdürdü. 1964'te göğüs hastalıkları ana bilimdalında doçent, 1969'da profesör olanAkyol, 1971'de Türkiye'nin ilk kadınSağlık ve Sosyal Yardım Bakanı olarakgöreve getirildi. 1980'de Türkiye'ninilk seçilen kadın rektörü olarak üniversitesininbaşına geçti."
Bu kadar. Erdal İnönü'nün onu ikincidefa kadın bakan yapması falan yazılmamış. Onun yerine, iki erkek çocuk, dört torun sahibi olduğu bilgisi var.
***
Merhumenin ömrünün hangi mücadeleyle geçtiğini anlayamadık.
Acaba mücadeleden "hayat gailesi" falan mı kastediliyor? O hepimiz için geçerli.
Örneğin, "göreve getirildiği" faşist hükümette "anayasanın öngördüğüreformların Atatürkçü bir yaklaşımlatahakkuk ettirilmesi" için mi mücadele vermiş?
Nihat Erim'in yüzüne, "cunta solcularaişkence yapıyor, bu ne rezalet" mi demişyoksa?
Ev basmalara, kitap toplatmalara mı karşı çıkmış, yoksa 1971 yılı boyunca bütün yurtta birdenbire bıçak gibi kesilen kitap satışlarının hazin durumunu mu gündeme getirmiş?
İstifayı basmak için niçin dokuz ay beklemiş? Ve de niçin "diğer arkadaşlarını" beklemiş?
Neyin mücadelesiyle geçmiş bu ömür? Çocuk yetiştirmekle, torun sevmekle mi?
Yoksa o içler acısı Demirel-İnönü koalisyonunda yani fetret devrinde yeniden göreve getirilmekle mi? Ne gibi başarılara imza atmış?
Yoksa göğüs hastalıkları konusunda bir mücadelesi mi var da bizim tababetle ilgimiz olmadığı için bilmiyoruz?
***
Yok canım, ya başlığı atan çocuk düşünmeden, öylesine sallıyor, ya da "Atatürkçülük edilecek" ya, "bir rahibedaha" yaratılmak isteniyor.
Safiye gitti, Müzeyyen gitti, Sabiha gitti, Afet gitti, Ülkü gitti, Mina gitti, bir Türkan gitti şimdi bir Türkan daha gitti hesabı...
Çalıkuşu Feride'yi unuttunuz ama onun küçük bir kusuru vardı, meşrutiyet kızıydı!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.