Vaktiyle sokakta karşılaştığı bir Yahudi'yi sebepsizce hırpalamaya başlayan yeniçeri, adam sebebini sorunca, 'siz Hazreti İsa efendimizi çarmıha germişsiniz, ondan' der. Yahudi'nin, 'iyi ama o yüz yıllarca önceydi' demesi üzerine de, 'olsun, ben yeni duydum', der…
Bu tabii bir fıkra. Hz. İsa'nın çarmıha gerilme meselesini değil, ama İsrail'in nasıl kurulduğunu, nasıl genişlediğini ve bu arada o toprakların asıl sahipleri olan Filistinlilere ne gibi zulümler yaptığını 'yeni duydum' diyenlerin sayısı çok fazla.
İnanması zor olsa da, 1948'de Filistinlilerin rızası hilafına BM tarafından kurdurulan İsrail'in aslında bir işgalci olduğu ve o toprakların gerçek sahiplerine tarifi imkansız zulümler tatbik etmek suretiyle o günden beri sınırlarını genişlettiğini 'yeni öğrenen' çok sayıda insan var.
Aksa Tufanı Harekatı sonrası akıl almaz saldırılarla Gazze'de 20 binden fazla insanı katleden İsrail ve destekçilerinin sürekli olarak 'kendini savunma hakkı'ndan bahsetmelerinin, dünya çapındaki sorgulamalarla ciddi bir farkındalık oluşturduğu, vakıa.
Önce '7 Ekim tamam, ama ya sonrası?' şeklinde başlayan sorgulamaların, sonra 'peki ya 6 Ekim'de, 5 Ekim'de ve daha öncesinde neler oldu?' şekline dönüşmesi kaçınılmazdı. Ve bu sürecin kaçınılmaz sonucu olarak, Batılı medya ve siyasetin on yıllardır süren desteğiyle oluşturulan 'zavallı İsrail' masalı yer ile yeksan oldu.
Başta Amerikalılar olmak üzere, yıllardan beridir uyutulan kesimlerin İsrail'in 1948'den beri sürdürdüğü insanlık dışı saldırıların dünya kamuoyundan gizlendiğini öğrendiklerinde yaşadıkları şaşkınlığa dair hikayeler, sosyal medyada üst sıralarda…
Kamuoyu desteği diye bir derdi olmadığı düşünülen İsrail'in bu durumu çok dert edinmediği söylenebilir. Ancak, 'İsrail'in husumetini çekmeyelim, tamam. Ama ya Gazze'deki vahşet sebebiyle ayaklanan kamuoyumuz ne olacak?' sorusunun, Siyonistlerin finans ve medya gücü ile kontrol ettikleri siyaset dünyasını ciddi şekilde meşgul etmeye başladığı da bir vakıa.
İsrail'in melanetlerini yeni duyanların sayısının gittikçe artmasının netice olarak hangi noktalara varabileceğini kestirmek, güç. İnsanlığın çoğunun yeni yeni öğrenmeye başladığı gerçekler sadece Filistin'de yaşananlarla sınırlı değil.
Daha kısa bir süre öncesine kadar Batının hemen her coğrafyası için ciddi bir sıkıntı olduğu bilinen 'Yahudi meselesi'nin, Filistin'e nasıl ihraç edildiği ile başlayıp; özgürlükçü ve hümanist geçinen Batılıların yaşanan vahşete neden seyirci kaldıkları ve benzerleri ile devam edecek soruların gündeme geleceği, kesin.
Yahudilerin Hz. İsa'yı çarmıha gerdiğini yeni öğrenen yeniçerinin yaptığı, malum. Ancak, yöneticilerinin Filistin'deki vahşete sırf Yahudileri memnun edip orada kalmalarını temin için destek olduklarını öğrenecek Batılıların ne yapacaklarını, bilemeyiz…