NATO üyesi bir ülke olarak müttefiki Türkiye'nin güneyinde bir terör koridoru oluşturma amacındaki ABD, Afrin'e yönelik Zeytin DalıHarekatı'nı aslında çok iyi anlasada, içine sindiremiyor bir türlü. Belli ki o eski, 'sırtına vur ağzından lokmasını al' Türkiye'yi arıyorlar.
Suriye'yi bölüp parçalama ve kuzeyinde bir koridor devletçik oluşturma planlarını her ne zaman yaptılarsa, Türkiye'nin bu niyete taş koyacağını hesaba katmamışlardı demek ki... Ülkemizin güneyindeoluşturulacak bir terör koridorunakesinlikle razı olmayacağımızanlaşıldıktan sonra değişik girişimlerdebulundukları ve bunların biri boşaçıkınca öbürüne sarıldıkları malum.
İçimizdeki beyinsizler üzerinden kotarmaya çalıştıkları operasyonlar neticesiz kalınca, Türkiye'yi teslimalmak ya da zayıflatmak amacıylaen büyük denemelerini de, 15Temmuz'da yaptılar...
Milletimiz tarafından geri püskürtülünce, şanslarını sahada denemeye karar verdiler. Bölgeye doğrudan kendi askerlerini göndermeye güçleri olmayabilirdi... Ama taşeronlarne güne duruyordu ki!.. Bastırırlardı parayı, verirlerdi silahı, tamam...
Güçlü olmanın ya da belki güçlü olduğunu zannetmenin, akıllarına gelen hemen her şeyi yapmalarına imkan tanıdığına inanmaya başlamış oldukları için uluslararası hukuk geçersizdi onlara göre. Uluslararası kurumların dapatronu olduklarını düşünüyorlardı zaten...
Bölgeyle ilgili hesaplarını yaparken, Yeni Türkiye ihtimalini hiç ama hiç hesaba katmamışlardı belli ki...
Pervasızlık ve hesap bilmezliklerinin zirve noktası ise, Afrin'e yerleştirdikleritaşeronlarına: 'Sakın Türkiye'yikızdıracak bir şey yapmayın'demeyi unutmuş olmalarıydı... Arslanı rahatsız ettiler...
Toplama kişilerden oluştuğu anlaşılan Afrin'deki teröristler, sırtlarını kendilerine Tırlar ve uçaklar dolusu silah ve malzeme veren ABD'ye dayadıkları düşüncesiyle olsa gerek, zaten tetikteolan Arslanı rahatsız ettiler ve olanlar oldu... TSK içine sızmış hainlerin, 15Temmuz öncesi, saldırılarına cevapvermek yerine 'cevap veriyormuşgibi yapmaları' alışkanlık yapmıştıherhalde.
Fırat Kalkanı ile yedikleri sopanın ardından, şimdi Zeytin Dalı Harekatı ile iyice kendilerinden geçmiş durumdalar. Para, silah, araç-gereç, dünyanın değişik yerlerinden gelmiş maceraperest teröristler... Hiçbirşeyin, memleketini ve insanınıkorumaya kararlı bir gücünkarşısında para etmediğini anlamış durumdalar artık...
Bölgeyi 2012'de kendilerine emanet eden rejimden yardım istemeleri, vaktiyle Kobani'de (Ayn el-Arap) yaşananların değişik bir biçimde tekrarı...
O toprakların sahipleri olmadıkları ve oraya belli hesaplarla yerleştirildikleri için, kendilerini var eden güçlerden yardım istemek kaderleri...
Vaktiyle doğru olanı yapmak yerine yanlış olanı zorlayan ve bu arada kendi halkından yüz binlercesini katledip, milyonlarcasını mülteci konusuna getiren rejim de, Türkiye'nin karalılığına test edenler kervanına katılma derdine düştü ve cevabını almış oldu...
Bütün mesele Suriye rejiminin ve bu arada bu ülkeyle ilgili meseleye müdahil olan güçlerin karanlıktakaybettiklerini aydınlıkta aramaları ile ilgili...
Aklın, mantığın, uluslararası kuralların ve bu arada uymak istemiyor olsalar da yıllar içinde oluşan teamüllerin gereğine uysalar, problem kalmayacak oysa.
Suriye rejimi ve ülkemizdeki şakşakçıları da dahil olmak üzere herkes, olup bitenlerin Türkiyeaçısından ne manaya geldiğiniiyice kavramak zorunda.
Varlığı, birliği, sınırlarının güvenliği yanında geleceğini de tehdit altında gören bir ülke ne yaparsa Türkiye de onu yapıyor ve belli ki yapmaya devam da edecek...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.