Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın 'ılımlı İslam' konulu açıklaması ile ilgili tartışmalar sürerken, ülkedebaşlayan tutuklamalarla kafalariyice karıştı.
Prensler, dünya çapında ortaklıkları bulunan önemli işadamları ve bazı eski bakanların tutuklanmasının, Yemen'den Riyad'a fırlatılan ve Suud hava savunma sistemleri tarafından vurulan balistik füze sonrasına gelmesi, kafaları karıştıran sebeplerden birisi.
Bu hengamede, birisi Riyad yakınlarında kapatıldıkları otelde ya da evinden alınmak üzere iken çatışarak, diğeri Yemen sınırında düşen ya da düşürülen helikopterde hayatını kaybeden iki de prens söz konusu.
Tutuklanan isimlerin özellikleri tam olarak bilinmeyince, Suudi Arabistan'da yaşanan bu gelişmelerin kaygı verici tarafları olup olmadığı konusunda değerlendirme yapabilmek zor. ABD Başkanı Trump'ın geçtiğimiz mayısayında Suudi Arabistan'a yaptığıziyaretin bu ülkede yaşananlarlailgisi olup olmadığı da, en önemli soru.
Gelişmelerin, birilerinin ümit ettiği gibi Suudi Arabistan'ın ABD ve Batıetkisinden sıyrılmasına yönelik mi,yoksa tam tersine mi olduğu, oldukça önemli bir mesele. Yeni nesil prensler arasında ülkelerinin kendi ayakları üzerinde durabilmesini arzu eden isimlerin varlığı bir sır değil çünkü.
Uzak Doğu gezisindeki ABD Başkanı Trump'ın "Kral Selman ve SuudiArabistan Veliaht Prensi tamolarak ne yaptıklarını biliyorlar. Şu kötü davrandıklarından bazıları yıllarca ülkelerini sağdılar" şeklindeki sözlerine bakılırsa, gidişat pek hoş değil.
Trump'ın, 'Kral ve Veliaht ne yaptıklarını biliyorlar' sözünü duyduklarında, Suud'la ilgilenenABD'lilerin ve Suud vatandaşıoldukları halde ABD'ninmenfaatlerini önceleyenlerin içirahatlamıştır. Ancak, Suudi Arabistan'ın kendi ayakları üzerinde durabilmesi ve kendi kararlarını alabilmesi yönünde beklentileri olanların, bu açıklama sebebiyle canlarının iyice sıkılmış olduğu kesin.
HEDEFTE NE VAR?..
Konunun önemli yönlerinden birisi de, tutuklamaların dünyanın çeşitli bölgelerine ve özellikle de Müslümanlarınyaşadıkları coğrafyalara yönelikSuudi Arabistan kaynaklıyardımların kesilebileceği ihtimalini akla getirmesi. Veliaht tarafından yapılan 'ılımlı İslam'a geri döneceğiz' şeklindeki açıklama da, bu ihtimalin yüksek olduğunun göstergesi.
Suudi Arabistan'ın zenginliklerinin en azından bir bölümünün çeşitli ülkelerde yaşayan yardıma muhtaç insanlara ulaştırıldığı, bilinen bir husus.
Bu yardımlardan bir kısmının ideolojik asabiyete uygun şekilde yapılması, işin genel olarak problemli yanlarından birisi olsa da, herhangi bir farkgözetmeden İslam dairesi içindeyapılan yardımlar da söz konusu olmalı...
İdeolojik yakınlığı esas alan yardımların, İslam'ı dünya çapındayanlış tanıtan ve hatta terörleberaber anılmasına sebebiyet verenbazı örgütlerin ortaya çıkışında payıolduğunu söyleyebilmek mümkün.
Trump'ın tam olarak ne yaptıklarını bildiklerini söylediği Suudi Arabistan Kralı ve Veliaht Prensi, umulur ki ideolojik sebeplerle yapılan ve bu haliyle marjinal kesimleri beslediğinivarsayabileceğimiz yardımları hedef almış olsunlar.
Aksi takdirde zaten büyük sıkıntılarla boğuşan ve kendilerine uzanacak yardım ellerini bekleyen mazlumlara yönelikyardım faaliyetlerinde ciddi birazalma söz konusu olabilecektir.
ABD Başkanı Trump'ın 'ne yaptıklarını biliyorlar' açıklaması da, bu yüzden kafa karıştırıcı. Eğer ABD menfaatlerini kastediyorsa, işimiz zor. Ancak Kralve Veliaht'ın, Suudi Arabistan'ınmenfaatleri açısından işlerinibildiğine işaret ediyorsa, mesele yok...
Umarız ne yaptıklarını hakikaten iyi biliyorlardır...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.