Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın açılışına katıldığı Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Türkiye'yiGürcistan ve Azerbaycanüzerinden Kazakistan'a bağlayan bir demiryolu ağının tamamlanması demek. Hattın Londra'ya kadar devamı söz konusu ve bu da gerek insan gerekse yük taşımacılığında çok güçlü ve yeni bir ulaşım ağının oluşması demek.
Pekin'den Londra'ya uzanacak İpek Yolu'nun bir parçası olan Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu, şimdilik yılda1 milyon yolcu ve 6.5 milyonton mal taşıyabilecek kapasitede.
Proje sadece ilgili ülkeler değil, bu hat üzerinden ticaret ya da yolculuk yapacaklar açısından da heyecan verici bir gelişme.
Bu proje sebebiyle canları sıkılanlar, gerçekleşmemesi için oldukça ciddi atraksiyonlar yapıyorlar. Bu türgelişmeleri önlemek, bütünhesaplarını kendi çıkarlarını temelalarak yapanlar açısından hayati bir önem taşıyor çünkü.
21 ülkeyi doğrudan, 58 ülkeyi dolaylı olarak ilgilendiren Yeni İpek Yolu ya da resmi adıyla Kuşak-Yol Projesi(One Belt One Road), Türkiye'ninönemini gösteren projelerden birisi.
Ülkemizin son dönemlerde attığı önemli bazı adımların neden engellenmek istendiğini anlayabilmek için, projenin kapsamını ve muhtemel etkilerini iyi bilmek gerekiyor.
Deniz yoluna nazaran sağlayabileceği hız dolayısıyla, bazı ülkelerin değerini azaltacak ve dünya ticareti açısından oldukça etkileyici neticeler getirecek bir proje bu. Dolayısıyla, tam olarak hayata geçirildiğinde kayba uğrayabilecekçevreler ciddi manada telaşiçerisinde.
Türkiye'nin jeo-stratejik ehemmiyetini gösteren tek proje de değil bu. Bilindiği gibi, ülkemiz enerjiyi üretenlerleona ihtiyacı olanlar arasındaadeta bir köprü konumunda. Bu konum, ülkemiz topraklarında gereği kadar olmadığı için üzüldüğümüz enerji kaynakları eksikliğini telafi edebilecek bir imkan. Çünkü mevcutlar veinşaat ya da proje halinde olanıyla10 civarında enerji nakil hattınınülkemizden geçmesi söz konusu.
'DOĞRU BİLDİĞİMİZ YOLDA'
Bir yönüyle coğrafi konumun uygunluğu sebebiyle olsa da, Türkiye'nin terminal ülke halinegelmesi, esas olarak istikrarlıbir ülke olmasıyla alakalı. Çünkü oldukça pahalı olan enerji nakil hatları gibi yatırımlar, orta ve uzun vadede istikrar isteyen bir iş. Bu açıdan bölgenin en uygun ülkesi de Türkiye.
İşin diğer tarafı ise, terminal ülke haline gelecek ülkemizde, güçlü biryönetimin olup olmamasının sözkonusu projelerden ülkemizinalacağı pay açısından taşıdığıönem. Bu da Türkiye'nin son zamanlarda yaşamak zorunda kaldığı çeşitli gelişmelerin arka planına ışık tutan bir husus.
Gezi Olayları, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz Darbe girişimi gibi atakların, ülkemizi teslim almak ya dazayıflatmak amacıyla yapılmış olduğu açık bir şey. Bu da olup bitenlerin arkasında bulunduğumuz konumu kendi amaçları uğrunda kullanmak isteyenlerin olduğunu gösteriyor.
Peki bu durumda ülkemiz ne yapıyor ya da yapacak derseniz, Cumhurbaşkanımızın Bakü dönüşü: 'Büyük güçlerin ülkemizin tarafolduğu büyük projelerle ilgiliolarak neler düşündükleri'sorusuna verdiği cevabı okumanızdafayda var: "O tür güçlerin bu türprojelerle ilgili ne düşündüğübizi ilgilendirmez. Bizim neyaptığımız bizi ilgilendirir. Bir şeydoğru ise onu yapmalıyız. Avrupa'nında doğalgazını petrolünü biz vereceğizinşallah. Diğer ülkelerle birliktedemiryollarımızı da yapıp yolumuzadevam edeceğiz. Doğru bildiğimizyolda ilerleyeceğiz."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.