Ankara Büyükelçiliği'nin ABD'nin basın özgürlüğündenne anladığı konusunda yeterikadar fikir veren davranışının yankıları sürüyor. Şimdi de ABD'ninülke olarak diplomasi veuluslararası ilişkiler konusunanasıl baktığı ile ilgili derinlemesine bilgi sahibi olabileceğimiz bir başka ve oldukça şaşırtıcı bir adımla karşı karşıya kaldık.
ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'nden geçtiğimiz Pazar günü akşam saatlerinde yapılan bir açıklama ile Türkiye'deki diplomatik misyonlarından yürütülen vize işlemlerinin askıya alındığı duyuruldu. Tabii aynı akşamın ilerleyen saatlerinde beklenen oldu ve TürkiyeCumhuriyeti de ABD vatandaşlarıile ilgili vize işlemlerini durdurdu.
Türkiye'nin kararının ABD tarafından alınan karara misilleme olarak alındığı açık. Ancak ABD'nin uluslararası kurallar, diplomasi, teamüller ve benzeri hiçbir kitapta yeri olmayan vize işlemlerini durdurma kararının arkasında ne olduğu, oldukça önemli bir konu.
Açık olan şu ki, vize işlemlerini durdurma ile ilgili açıklamaya adeta bir gerekçe gibi yerleştirilen: "Son zamanlarda yaşanan olaylar, ABD hükümetini, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin ABD misyonunun tesisleri ve personelinin güvenliğine ilişkin taahhütlerini yeniden değerlendirmek zorunda bırakmıştır" cümlesinin, olup bitenlerle herhangi bir alakası yok.
Başka sıkıntılar var belli ki...
ABD elçiliğinin açıkladığı şaşırtıcı kararın sebebi ile ilgili olarak ilk akla gelen husus, ABD İstanbul Başkonsolosluğu ile bağlantılı çalışan bir şahsın, FETÖ'cülerle irtibatı tespit edildiği için tutuklanması. Bu kişinin konsolosluk kadrosunda bulunup bulunmadığı henüz açıklığa kavuşmamış durumda. Ancak, bu kişinin gözaltısürecinde söylediklerinin, ABDdiplomatik misyonları ile 15Temmuz'un bazı önemli isimleriarasında bağlantılar olduğunuortaya koyduğu, rivayetler arasında.
YOK DİĞERLERİNDEN FARKI
Vize işlemlerini askıya alma gelişmesinin arka planında, Türkiye'ninRusya ile anlaşarak Suriye'de attığıadımlar ve İzmir'de tutuklananFETÖ üyesi papaz gibi başka sebepler de olması mümkün. Ancak, ABD gibi bir devletin sakin bir şekilde yürütmesi beklenen süreci adeta kırıp dökerek yürütüyor olmasını, 15 Temmuz'laile ilgili ortaya çıkması muhtemelbazı şeylere bağlamak, daha makul.
Sürecin bundan sonra nasıl gelişeceğini izleyerek göreceğiz. Ancak, yaşanan her olay gibi ABD tarafından atılan bu adım da işlerin nasıl yürüdüğünü anlamamız açısından derslerle dolu. ABD'li diplomatların ifade ve basınözgürlüğü konusunda ülkemiziköşeye sıkıştırmaya yönelikaçıklamalarının mürekkebi bilekurumadan, basın özgürlüğündenne anladıklarını öğrenmiş oldukmesela. Basın özgürlüğünden neanladıklarını tartışırken gelen vizeişlemleri ile ilgili askıya alma kararı daABD'nin diplomasi, uluslararasıilişkiler gibi konulara ve dahası'hukukun üstünlüğü' kavramınanasıl baktığının göstergesi. 15Temmuz darbe girişimi başta olmaküzere, ülkemizdeki birçok melanetinarkasında bulunan kişinin iadesi ileilgili olarak, sürekli yargı bahanesinesığınan ABD'liler, Türkiye'de de biryargı olduğunun farkında değilgibi davranıyorlar. Olup bitenlerinarka planındaki esas mesele ise belliki Türkiye'nin kendi ayaklarıüzerinde durma ve ülke ve milletolarak kendi menfaatlerineuygun davranma kararlılığı. ABDcenahından esmeye başlayan rüzgarlarında son dönemlerde Avrupa cenahındanestiğine şahit olduklarımızdan pek farkıyok. Onlar da işler istedikleri gibiyürüyünce son derece sevimliolabilirken, hoşlanmadıklarıgelişmeler karşısında adeta çılgınadönebiliyorlar.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.