Gelirlerimiz şimdikindendaha çok ve giderlerimiz dahaaz olsa, ne güzel olurdu. Eğitim,sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için daha azharcama yapsak ve hatta mümkünse butür hizmetler için hiç para ödemesek,tadından yenmezdi şüphesiz. Ekmekfiyatları makul sayılır. Ama akaryakıt,doğalgaz, elektrik, su gibi ihtiyaçduyduğumuz diğer şeyler de dahaucuz olsaydı, fena olmazdı... İsteklerinsınırı yok, eski bir dizi kahramanınınsöylediği gibi 'arzular şelale' yani.
İnsanoğlunun alıştığından geri kalmak istememesi, normal. Ancak alıştıklarımızı temel hak kabul ederek, mutlaka çok daha iyilerininyapılması gerektiğini ve bunlariçin de bedel ödemek zorundaolmamamız gerektiğini düşünmek, sıkıntılı bir durum.
Ülkemiz insanlarından bazılarının Türkiye'nin gelişme yönünde aldığı mesafelere biraz ters bir şekilde baktıkları, malum. Gelişmelerin iyiolduğunu düşünseler de, bunlarınsiyaseten karşı oldukları bir kadrotarafından gerçekleştirilmesisebebiyle canları sıkkın olanlar olduğu gibi, sebebini izah edemeseler de, kendilerine has sebeplerle mutsuz olanlar da var.
Konuyla ilgili en çok dikkat çeken hususlardan birisi de, bazı kişilerin kendileri ile hiç alakası olmayan hususlardan bile bir mutsuzluk bahanesi çıkarabilmesi. Sözgelimi geçtiğimiz günlerde tartışılan MTV oranlarınınartırılması konusu, arabasıolmayan ve en azından yakınzamanda almayı düşünmeyenler açısından bile problem teşkil etti.
Çeşitli sebeplerle TEOG'dan rahatsız olup kaldırılması gerektiğini düşündükleri halde, bu sistemin kaldırılması sebebiyle canları sıkılanlar da vardı. TEOG yerine getirilecek sistemle alakalı merak sürerken, meseleye kendi açılarından bakanların çok özel durumlarla ilgili yorumlara daldıkları görülüyor.
Kimileri Anadolu'nun ücra birköşesinde bulunan herhangi biröğrencinin diyelim ki İstanbul'unen parlak eğitim veren liselerindenbirisine girme imkanının nasılsağlanabileceği üzerine kafa yoruyormesela.
MUKAYESE ESKİYLE OLMALI...
Ülkemizin sağlık sisteminde aldığı mesafenin birçok batı ülkesi tarafından bile hayranlıkla karşılandığı, bilinen bir şey. Ancak sağlıkta eskidenyaşananlar konusunda bilgi sahibiolmayıp, var olana alışanların,çok daha iyisi olması gerektiğinidüşündükleri de malum. Bu da alışılanı cepte tutup, daha ilerisini bekleme alışkanlığı ile ilgili bir durum.
Sadece ülkenin içi ile ilgili konular değil tabii. Mesela IKBY'nin yaptığı referandum sonrası atılması gereken adımlarla ilgili olarak, konuya ilgi duyan birçok insanın da kendisine has beklentileri var.
Bunlardan bazıları hala nedenordumuzun Kuzey Irak'adalmadığına şaşırmış durumdalar.
IKBY'nin Irak içerisinde bir bölge olduğu ve burası ile ilgili olarak atılabilecek adımların son derece sınırlı olduğu, genellikle akla gelmiyor bile.
Yapılması gerekenlerin yapıldığı en azından yapılmaya çalışıldığını, hepimiz görüyoruz. Ancak yaşadıklarımızıdaha çok geçmişte yaşananlarlamukayese ederek değerlendirme yapmamız gerekirken; çok yakın geçmişi, mesela son birkaç seneyi baz alarak değerlendirmeler yapınca işin ölçüsü biraz kaçıyor gibi.
Ülke olarak girdiğimiz yol, varlıkları mümkün olduğu kadar artırıp, bunları adaletli bir şekilde paylaştırma esasına dayalı bir yol. Büyük resme bakıp iftihar etmekyerine, kendi küçük resmimizdekiufak tefek kusurlara odaklanırsak,büyük resmi olumsuz yönde etkilemeriskimiz var demektir.
Hülasa: Kendimize has konuları tabii ki ihmal etmeyelim. Ama esas olarak Büyük Resim'e odaklanalım. Ağaca bakarken, ormanı gözdenkaybetmeyelim yani...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.