Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından hazırlanan ve şimdilik içinden seçilen bazı bölümlerin yayınlandığı 'Kendi Dilinden FETÖ -Örgütlü Bir Din İstismarı'isimli çalışma bünyesinde cevaplandırılması gereken sorular gittikçe artıyor.
Seçkide yer almayan FETÖliderinin kamuoyu önündesarf ettiği bazısözlerin dinikarşılıklarıöncelikledeğerlendirilmeyibekleyenhususlardan. Tabiiki bu örgütünbağlılarınıTSK ve başkabürokratikkurumlara yerleştirirken kullandığı artıknetleşen çalınan sorularla imtihankazanıp, okul ve kurumlarayerleştirmenin hükmü de açıklığakavuşturulması gereken hususlardan.
Çalıntı soruları teslim ederken Kur'an-ı Kerim'e el bastırarak yemin ettirmek... 'Soruları çalarak imtihankazanmamız caiz mi?' diyenlere,'sizin yerinize girecek zararlıinsanları engelliyoruz' demek...
Terfi döneminde önde olanları bir şekilde eleyip hak etmeyen kendi adamlarını yerleştirmek... Ve benzeri birçok husus, dini otorite tarafından acıkakavuşturulmayı hak ediyor.
Örgüte gelir sağlamak amacıyla zekat ya da sadaka paralarını toplayıp bunları amacı dışında kullanmak... İş adamlarını çeşitli bürokratik oyunlarla köşeye sıkıştırıp 'himmet' adı altında haraç almak... İnsanların mahremgörüntülerini ele geçirip bunlarlatehdit ve şantaj faaliyetindebulunup, örgüte fayda sağlamak... gibi hususları da listeye ilave edebiliriz.
Bütün bunların ve daha başkalarının hükmü milletimiz tarafından tabii ki biliniyor. 'Sidikle taharet olmaz' sözü, yanlış malzeme ile doğru bina yapılamayacağını bilen insanımızın sıkça kullandığı sözlerdendir. Ancak belli ki FETÖ mensupları işlerine yarayabileceğini umdukları her türlü pis malzemeyi kullanmakta beis görmüyorlar...
Bu yapıya kendisini kaptırmış bulunanların bazı gerçekleri anlama konusunda halen inat ettikleri de bir vakıa. Bu açıdan, yoruma müsaitteorik hususlar yerine, pratikolgular üzerinden hareketle olupbitenlerin dini açıdan külliyenyanlış olduğu ve bunları işleyen yada rıza gösterenlerin din sınırlarıdışına çıktıkları net olarak ortaya konduğunda, umulur ki bazılarının akılları başlarına gelebilir...
Bütün bunlar, Din İşleri YüksekKurulu'nun söz konusu çalışmasınayeni bölümler eklemeyi zaruri halegetiriyor...
KÜLLİYEN İNKAR!..
Dini bir hareketmiş gibi başlayan ancak sonrasında memleketimizi başkalarına peşkeş çekmek için örgütlendiği açığa çıkan FETÖmensuplarının yalan söylemeve apaçık gerçekleri inkar etmekonusunda sınır tanımadıkları da iyice ortaya çıkmış durumda mesela. 62 ilde açılan 269 davada hesapvermek üzere mahkemeler önüneçıkan 6 bin 880 FETÖ mensubu,aynı merkezden aldıkları anlaşılantalimatlar gereği kameralar önündeişledikleri melanetleri bile külliyenreddediyorlar.
Öldürdüğü insanın başında elinde dumanı tüten silahla yakalanan katilin'elimde dumanı tüten silahla,maktulün başında yakalanmamonu benim öldürmüş olduğummanasına gelmez' mantıksızlığı ile paçayı sıyırmaya çalışıyorlar. Altın nesil olma hayali ile yolaçıkan ancak katil bir nesil olduklarıanlaşılanların, bulundukları yerleregelirken kullandıkları usullerden birisiolan yalan söylemeyi şimdi mahkemelerkarşısında tatbik etmeye çalıştıklarınıgörüyoruz.
Mesele şu ki, önceleri her şey onlar için hazırlanıyor ve uygun hale getiriliyordu. Şimdi ise, yaptıkları konusunda şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte delilleri elinde bulunduran mahkemeler karşısındalar.
Bütün olup bitenlerin herkesin gözleri önünde yaşanmasının ve ellerinde dumanı tüten silahla maktullerin başında yakalanmalarının ne manaya geldiğini yakında öğrenecekler...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.