Gazzeli aktivist Enver Attallah A Haber’de: Bir buradan çıkmayacağız, özgürlüğümüzü istiyoruz
Gazze’den A Haber’e bağlanan aktivist Enver Attallah bölgeden yaşananlar hakkında önemli bilgiler verdi. Enver Attallah, “Biz buradan çıkmayacağız. Şartlar ne olursa olsun burada kalacağız. Biz özgürlüğümüzü istiyoruz” dedi.
Cumartesi sabahı başlayan Hamas tarafından gerçekleştirilen Aksa Tufanı operasyonu sonucu İsrail tarafında hayatını kaybedenlerin sayısı bini aştı. İsrail'in verdiği karşılık sonrası hayatını kaybeden Filistinli sayısı da 900'e ulaştı. Ölen Filistinlilerin 260'ını çocuklar, 200'ünü ise kadınlar oluşturuyor.
Gazze'de tam abluka ilan edildi. Bölgeye elektrik, su ve gıda kesildi. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, "Tüm kısıtlamaları kaldırdım. Gazze şeridi sınırını kontrol altında aldık şimdi tam taarruza geçiyoruz." açıklamasını yaptı. Bölgede İsrail savaş uçakları katliam yapıyor.
Gazze'den A Haber'e bağlanan aktivist Enver Attallah bölgeden yaşananlar hakkında önemli bilgiler verdi. Enver Attallah, "Biz buradan çıkmayacağız. Şartlar ne olursa olsun burada kalacağız. Biz özgürlüğümüzü istiyoruz" dedi.
Enver Attallah'ın A Haber'de anlattıkları:
"Bizim için inancımız ve özgürlüğümüz daha önemli. Allah'ın izniyle burada aç olarak ölmeyeceğiz. Rızık Allah'ın ve gelecektir. Biz 17 senedir kuşatma altında yaşıyoruz. Bizim gençlerimiz artık bıktı buradaki durumdan. İsrail'in imkanları bizden daha fazla ama bir direnmek zorundayız. Bizim gençlerimiz de artık gerekeni yaptı. Şimdi çıkmış İsrail Savunma Bakanı "hayvani insanlarla ilgileniyoruz" diyor. Onların inancında biz insan değiliz. İşte bize bu kapsam altında davranıyorlar.
Bu düşünceleri sadece Filistinliler içinde değil tüm Müslümanlar için ve Araplar-Türkler-Kürtler-Boşnaklar-Çerkezler yani tüm Müslümanlar için bu geçerli. Onların inancına göre biz insan değiliz. Bunu onların bakanı çıkıp açık şekilde söyledi. Buradaki mücadele bizim için daha önemli. Gıdadan, ilaçtan ve insani durumdan daha önemli. Biz insanız, biz Müslümanız. Allah'ın izniyle biz insanlığımızı savunacağız. Biz ümmetin onurunu savunuyoruz.
Mescid-i Aksa Filistinlilerin değil Gazzeliler'in değil tüm Müslümanlarındır. Biz ümmetin onurunu savunuyoruz. Ben bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Tabi ki biz onların ağır cevap vereceğini biliyorduk ve bunu bekliyorduk. Zaten bizim kaybedeceğimiz bir şey yoktur. Zaten biz her gün açlıktan, ilaçsızlıktan ölüyoruz. Kuşatma altında 17 seneden beri yaşıyoruz. Bunun için bizim kaybedeceğimiz bir şey yoktur.
Biz yaptığımızı yaptık ve onlar gece gündüz Gazze'yi bombalıyorlar. Ben Gazze'nin tam ortasındayım. Dün gece bu saate kadar en az 200 saldırı oldu. Bölgede en az 100 bin konut yıkıldı. Rimal Mahallesi benim olduğum yer ve Gazze'nin en büyük mahallesi. Onlarca kişi enkaz altında kaldı. Onları çıkartamıyoruz itfaiyeciler oraya gidemiyor. Ambulanslar ulaşamıyor. Bizim şu anda yaklaşık olarak 850 şehidimiz var ve bunları 150'den fazlası çocuk. İçinden kadınlar var aynı zaman bunlar sivil insanlar.
Dün Cebaliye'de çarşıda 50 kişi öldürdüler. Şu anda toplam olarak 4 bin 250 yaralı var. Onların 4'te 3'ü tedavilerini yerde görüyor. Gazze şeridinden bulunan hastanelerde sadece 2 bin yatak var. Şu anda hastanelerde bulunan tıbbi cihazlarda, ilaçlarda yüzde 79 eksiklik var. Geriye kalanlar ise sadece 4-5 gün için yetebilir. Geçtiğimiz hafta diyaliz hastaları için tedavi bulamadık. Sadece Gazze'de 400 diyaliz hastası var. Bunlara eğer ilaç tedariği yapmazsak 10 gün içinde ölebilirler. Kanser hastaları için burada nükleer tıp yok, radyoterapi yok ve kemoterapi çok az. Gerçekten durum tahammül edilmez gale geldi.
Bizim kaybedeceğimiz hiçbir şey yok. İsrail her şeyi kapatacağını söyledi. Elektrik, su, yakıt girmeyecek açıklamaları yapmışlar. Biz zaten bu durumlara alıştık. Elektrik için çareler üretiyoruz. Güneş enerjisini kullanıyoruz. Az da olsa jeneratör kullanıyoruz. Bazı mühendis arkadaşlar çareler buldu sadece aydınlatmalar için üretim yaptılar. Ama bunlar böyle devam edemez.
Biz Gazze'de kalacağız buradan çıkmak yoktur. Onlar tehdit ediyor "Çıkın" diyor ama biz aynı hatayı 2 kere yapmayacağız. Dedelerimiz 1940 senesinde evlerinden çıkıp mülteci olarak yaşadılar. Biz aynı hatayı bir daha yapmayacağız. Çünkü mülteci insanlar çoğu zaman zillet altına yaşıyor. Biz o zillet bir daha görmek istemiyoruz. Burada kalacağız ya burada kalacağız. Ölü ya da diri canlı burada kalacağız. Ama burada özgür bir şekilde hayatımızı seçeceğiz.
Bize "gıda-malzeme" soruyorsunuz. Bunlar evet önemlidir. Ama bizim daha önemli bir konumuz var o da; özgürlük. Biz açık hapishanede kalıyoruz. Bizler okumuş bir halkız, çalışkan bir toplumuz ve dünyaya katkı sunabiliriz. İsrail bizden kat kat güçlü kat kat zengin onlara destek geliyor ama Müslüman kardeşlerimiz bize destek vermiyor. Biz para istemiyoruz, bize siyasi olarak, diplomatik olarak imkan varsa askeri yardım istiyoruz. Biz özgürlüğümüzü istiyoruz."