CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun başlattığıAdalet Yürüyüşü ile ilgili tartışmalar, yürüyüş boyunca sürecek gibi.
İsmi Adalet olsa da, adaletle pek ilgisi olmayan bir yürüyüş bu. Hepimizin bildiği gibi Türkyargı sisteminde insanlarınbir yerlerden başka yerlereyürümesi suretiyle hakarama ve temyizgeleneği yok çünkü.
Yürüyüşün genel bir adalet arayışı talebiyle yapıldığı iddiasının altı da çok boş.
Apar topar başlamış gibi gözükse de, iyi hazırlanıldığı anlaşılan yürüyüş, 15 Temmuz öncesibir tür ön alma girişimine de benziyor.
Kılıçdaroğlu'nun başlattığı yürüyüş casusluk suçundan mahkum olmuş birisinin aldığı ceza ile alakalı. Ancak başta Kılıçdaroğlu olmak üzere yürüyen ve yürüyüşe destek olanlar, mahkeme tarafından casusluk yaptığı tespitedilmiş kişinin değil, ülkeyiyönetenlerin cezalandırılmalarıgerektiğini düşünüyor gibiler.
Bu durumda geldiğimiz nokta, başta ana muhalefet partisi genel başkanı olmak üzere birilerinin, Türkiye'nin kendimenfaatlerine göre değil, bölgemizeyönelik hesapları olan devletlerinmenfaatlerine göre davranması gerektiğine inanmaları.
Casusluktan mahkum olan kişinin ne yaptığı ya da yapmadığı gündemlerinde bile yok bu güruhun. Söylediklerinin özeti ise, hukuki adı casusluk olan bu eylemi yapanların ceza almaması, ancak görüntülerini servis ettikleri faaliyeti yapanların mümkünse uluslararası mahkemelere çıkarılmaları...
Yani MİT TIR'ları ile Hatay'ın güneyinde bulunan Türkmenlere yardım gönderilmesi yanlış bu güruha göre. Suriye rejimi mi, İran mı, ABD miyoksa Rusya yandaşı mı olduklarınıbilmiyoruz. Ama Türkiye yandaşıolmadıkları, kesin.
AKLINI PEYNİR EKMEKLE YEMEK!..
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin istihbarat kuruluşunun Suriye Türkmenleri 'ne gönderdiği malzemeleri kafalarına takanlar, Suriye'nin yolgeçen hanına döndürüldüğünü bilmiyor değiller.
Ancak belli ki Türkiye dışında herülkenin istediğini yapabileceğini,ama ülkemizin birtakım güçlerirahatsız edecek herhangi bir şeyyapmaması gerektiğini savunuyorlar.
Enis Berberoğlu'nun mahkumiyetiyle tekrar gündeme gelen MİT TIR'ları meselesi, tartışmaya katılanların bağımsızlık, milli hakimiyet gibi konularda neler düşündüklerinin sorgulanması gereken bir noktaya gelmiş durumda.
Türkiye'nin devlet olarak yapıp ettiklerinin herkes tarafından bilinebilmesini ve sır niteliğindeki hususların, bir şekilde kendisine servis edilen gazeteciler tarafından rahatlıkla açıklanabilmesini savunmak, akıl tutulmasından öte bir durum.
Kılıçdaroğlu'nun yürüyüş eyleminin, servis edilen görüntüleri temin eden ve Berberoğlu'na veren kişi olduğu iddiaları ile bir alakası var mı, bilmiyoruz. Ancak anlamsız yürüyüşe verilen önem, bazı şeylerin üzerini örtebilmek maksadını akla getiriyor.
Bu ülkenin ana muhalefet partisi liderinin, 'devlet sırrı diye bir şey tanımıyorum, başka ülkeler kendimenfaatleri için her şeyi yapabilirama biz yapamayız' diyebilmesi için aklını peynir ekmekle yemiş olması gerek.
Kılıçdaroğlu devlet sırrı tanımaz tavrın da ötesine geçiyor. Türkiye'nin egemenlik haklarıçerçevesinde adımlar atmayakalkışacak olanların uluslararasımahkemelerde yargılanması içinelinden geleni yapacağını söylüyor...
Bu durum CHP içinde oldukça çarpık bir devlet anlayışı geliştiğinin gösteriyor.
En sıradan devletler bile sırlarına önem verirlerken, Türkiye'nin sırları olması demek, bunun işareti... CHP içindeki aklı başındainsanlar bu işlere ne diyorlar,merak etmeye değer.... Bütün CHP'lilerakıllarını peynir ekmekle yemişolamazlar çünkü...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.