Brüksel NATO'nun ve Avrupa Birliği'nin başkenti. AB insani değerleri savunuyor güya... Ancak insan öldürenler Avrupa'da dolaşıyor. Teröristlere kucak açmakla, sığınma taleplerini kabul etmekle kalmıyorlar... Artık işi daha da ileri götürüyorlar. AB'nin başkenti Brüksel'de bir mahkeme "PKK 'ye terör örgütüdiyemeyiz" şeklinde karar alıyor. Yani insani değerleri, hukuku savunuyor gözükenler AB başkentinde "Katillere katildiyemeyiz" kararını alıyor.
İşte adalet arayanlara, çok beğendikleri "BATI
ADALETİ"... Türkiye bir NATO ülkesi... Ve ilginçtir NATO'nun başkenti Brüksel'de, NATO üyesi Türkiye'nin askerini, polisini, siyasetçisini, işadamını, vatandaşlarını öldüren katillere mahkeme kararıyla "Masum örgüt" sıfatı yapıştırılıyor. "NATO'ya uyumluolmalıyız" diyen yerlilerimizde bu konuda tık yok. "Batı'nın yanında olmalıyız. Avrupa özgürlükler kıtası" diye bağıran aydınlarımız ve siyasetçilerimizde "Türkleriöldüren katillere verilen özgürlükler" için "GIK" yok. Almanya'da ve Belçika'da PKK'ya festival yapma izni çıktı peş peşe...
Biri AB'nin lideri, diğeri başkenti...Teröristlere, binlerce insanımızı dul ve yetim bırakan katillere hayasızca FESTİVAL yaptırıp, bir de utanmadan insanlıktan ve demokrasiden bahsedecek kadar BARBARLAŞIYORLAR.
Öldürülen Müslüman olunca hayvanlaşarak salya akıtıp, festivallerle kutluyorlar.
Avrupa'nın ahmak olduğunu yazmıştım iki gün önce. O festivalle kutladıkları teröristler bir gün mutlaka başlarına bela olacak diye.
Çünkü hepsinin komutanı artık resmen Amerika'ydı ve Washington dolar egemenliği kurup euro'yu dünyadan sileceğini ilan etmişti. Yakında terörün daha şiddetlisi ile buluşacaklarını 48 saat önce bu sütunlarda aktardım. Nitekim dün Frankfurt metrosu bomba alarmı nedeniyle kapatıldı. Stockholm metrosunda da keza aynı nedenle seferler durduruldu. Korku ve paniğin en şiddetlisini de görecekler. İngiltere'de saat 08.20 metronun en kalabalık olduğu anlardı. Tam 08.20'de metroda bomba patladı dün. Ekranlara çıkan uzmanlar "Bu saatin seçilmesi anlamlı. Bombayı patlatan net mesaj veriyor" diyordu. Uluslararası silah fuarlarından en büyüğüne ev sahipliği yapan Londra'da birileri yeni bir bomba deniyordu. Patlamada insanlar yaralanıyor, yanma hissiyle büyük acı yaşıyordu. Ancak vücutlarında görünen bir hasar, yanık izi yoktu. Patlamadan birkaç saat sonra vücutlarda yanık izleri yavaş yavaş ortaya çıkıyordu. İngiliz televizyonlarında istihbaratçılar, "Değişik bir bomba. İlk kezdeneniyor" diyordu. "Elektro-manyetikbomba"dan söz ediliyordu. Yeni teknoloji bir bombayı herhangi bir terör örgütünün ilk kez kullanamayacağı açıklanıyordu. Yani işin özeti, istihbarat savaşları yeni bombaları metrolarda, insanlar üzerinde deneyerek Avrupa'da tüm hızıyla devam ediyordu.
Amerika'da gelmiş geçmiş en önemli 10 büyük stratejistten biri kabul edilen, Amerikan başkanlarının danışmanı Brezinski geçtiğimiz aylarda öldü. Hayata veda etmeden önce "20.yüzyılın küresel egemenlik sağlamamücadelesi ile geçtiğini görüyoruz. 21. Yüzyılda ise devletler anlaşmakzorunda" diyor ve ekliyordu; "Yoksa dünyayeni yüzyılda sürekli artan küreselkargaşalara, büyüyen karışıklıklarave belirsizliklere, hatta zaman zamandenge unsurlarının yerinden oynamasıve geniş çaplı şiddet eylemlerinesahne olacak. Bu senaryo maalesefçok ihtiyaç duyulan küresel işbirliğiniengelleyici ve insanlığın geleceğinitehdit edici özelliğe sahip olacak. Böylebir dünya, her şeyin kontrolden çıktığıanlamına gelecek." ABD'ye "Son süpergüç "diyordu. Artık bunun da sonunungeldiğine işaret ediyordu. "Çin ve Rusya ileyakın ilişkiler kurmak zorunda. Eğergerilimi seçerse Pekin-Moskova ittifakıdaha güçlü hale gelir. Kaybeden ABDolur" diyordu. Ve dahası "Bu güçlersavaşında Avrupa'nın yeri yok" diyealtını çiziyordu. Avrupa şimdi Amerika'nınkomutanlığını yaptığı tüm teröristlerle akşamfestivallerde eğleniyor, gece yatağa giriyor.
Bir gün güneş ağardığında o yataktan kalkamayacak. Peki Türkiye'nin durumu ne? Brezinski "Ankara'nın Moskova ileyakınlaşması çok akıllıca" diyor. ABD eski başkanlarından Clinton ise son noktayı yıllar önce koymuş ve "Yüzyılı anlamakiçin Türkiye tarihi bir anahtardır" demişti. Yüzyılı anlayanlar anahtarı yanına almak için boğuşuyor. Yoksa sokakta kalacaklarını biliyorlar. Anlamayan ahmaklar ise hala terörist festivallerinde vur patlasın çal oynasın eğleniyor!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.